Karanlık yolda bir el uzandı arkasından "pardon, en yakın durak nerede? biliyor musunuz" dedi, ilk şaşkınlığı atlattıktan sonra,yüzüne baktı, kocaman gözlerini farketti, korkmuşlardı, aslında normaldi; karanlıktı, yağmur çiseliyordu,bomboş yolda ne yapıyor acaba diye düşündü, sonra kendini düşündü, ben ne yapıyordum ki dedi kendi kendine,bir şey yapmıyordu sadece yürümek için çıkmıştı, ama çok yürümüş olmalıydı, düşüncelerini bi kenara bırakıp "tabi, en yakın durak soldaki sokak bitince" dedi. Otobüs saatlerinin geçtiği geldi aklına, "otobüs geçmez ama" dedi. Kız tanımadığı akrabalarının cenazelerinde hüzünlendiği kadar hüzünlenmişti buna; ne az,ne fazla... Metroyu sormak istedi adama ama saatin metro için de geç olduğu geldi aklına, adama güvenmişti nedense, sıcak bakıyordu ona, "taksi de mi geçmez bu yerden?" diye sordu.
Adam öyle dalmıştı ki gözlerini görünce kızın, çok eskilere, belki çok yenilere, belki de başlayamamış olanlara daldı. Soruyla kendine geldi, "taksi yukarıdaki anayoldan geçer" dedi. Kız bundan da memnun değildi. "teşekkürler" dedi. Adam bi şey demeden kafasını salladı. Gideceği yolun ne kadar karanlık olduğunu farkeden kız olduğu yerde kaldı. Adam farketti onu. "eşlik edebilirim,arzu ederseniz" dedi. Çocukluğundan beri kibardı zaten kimseyi kırmamaya özen gösterirdi. Art niyet pek barındırmazdı içinde, birisine kızarsa yada küserse ki; nadiren olurdu bu, bir daha asla konuşmazdı. Katıydı, dışarıdan bakıldığında korkutucu gelirdi insanlara, kız ondan korkmamıştı, şaşırdı aslında,"çok memnun olurum" dedi kız " ama size zahmet olmasın" dedi "önemli değil" dedi, gülümsedi. Bu gülümsemenin zorla oduğunu anlamak çok zor değildi. Yalan samimiyete inanamadı hayatı boyunca ama mecburi durumlarda sığınabilirdi ona.
Kızın adımlarını takip ediyordu gözleri, "nereye gideceksiniz" dedi 2 dakikalık yolculuklarını renklendirmek için. Renklenmedi ama soruyu sorduktan sonra gereksizliği farketti. Hayatta geriye alınamayacak ne kadar çok şey olduğunu düşündü. Aynı bu soru gibi. "Beykoz "dedi kız. Kısa ve net cevaptan onun da konuşmak istemediği rahatlıkla anlaşılıyordu. Altı üstü taksiye kadardı zaten adamın hayatında kaplayacağı süre. Adam bu sırada alyansı farketti kızın parmağındaki. Nişanlı birinin gecenin bi vakti bu bomboş yollarda ne aradığını düşündü tekrar. Sonradan onun vazifesi olmadığına karar verdi. Düşünmekten yorulduğunu farketti. Taksi köşedeydi. Adam elini kaldırdı, taksici müşterisinin geldiğini farkedip sigarasını attı. Son nefesini çektiği sigaranın sadece yarısını içebilmişti. Adam kapıyı açma nezaketini gösterdi. "iyi geceler" dedi. Kız "teşekkür ederim, zahmet oldu, isterseniz sizi de bırakalım gideceğiniz yere kadar" dedi. "hiç gerek yok, biraz daha yürüyeceğim" dedi adam gülümsedi yine yalandan. Taksi ağır çekimde gider gibi gitti. Hayatında tesadüfen tanıştığı insanlara bir yenisini eklemenin, vasat düşüncesiyle yoluna gitti adam.
2 gün sonra bir pazar günü, kahvaltısını yaptığı sırada 3. sayfa haberlerinde farketti kızı, yine kocaman gözlerinden tanımıştı onu, zengin bir ailenin başarılı kızı olduğu yazıyordu haberde, gaspa uğramış, biraz hırpalanmış; sonra taksiciyi farketti, taksiciymiş gasp eden, hikayesini düşündü tekrardan... Üzülmüştü kıza ama sadece o kadar, gazeteyi kapayıp, tekrar düşüncelere daldı. "ekmeği uzatır mısın" dedi, aslında sevdiği ama çok istemeden evlendiği karısı, hayatına dönmesine yetti, " ekmeği uzatır mısın?"...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder